Borç Hakkinda
«Borç para veren, günü yetinceye kadar her gün
bir sadaka sevabi alir. Va'de sonunda da para ödenmezse her geçen
gün için o paranin tamamini sadaka vermis gibi mükâfat
görür»
(Ibnü Mâce, Ahmed b. Hanbel, Hakim)
• Kat'i bir ihtiyaç yoksa borç alinmamalidir. Çünkü
borç, huzuru ve rahati kaçirir.
• Bir Insan vacip, mendup veya mübah bir is için borç
edinirse, Allahu teala onun yardimcisidir.
Hattâ ödemek niyetiyle borç alan kisi, niyetinden dolayi
belki de me'cur olur. (Sevap kazanir)
• Borcunu ödememek niyetiyle borç alanlar ise, aldigi
paranin hayir ve bereketini görmemek suretiyle cezalandirirlar.
• Resulullah a.s. hadislerinde borçtan Allah c.c.'a siginmislar,
sorulmasi üzerine hikmetini söyle açiklamislardir: «Insan,
borçlandigi vakit söz söyler de yalan uydurur, söz
verir de sözünde durmaz» (Buhârî)
• Yerine sarf edilen bir borç, sadakadan efdaldir.
Borcun karsiliginda fazla bir sey istenmesi faizdir ve haramdir. Ancak borçlu,
aralarinda bir sartbulunmaksizin ve bir âdet neticesi olmaksizin borçlu
oldugu kimseye hediye verebilir.
• Borç verilen paralar (borç veren için) da zekâta
tabi'dir.
• Bir kimse alacaginin tamamini veya bir miktarini borçlusuna
bagislayabilir. Bu hareket, Kur'an'da tavsiye edilmis güzel bir harekettir.
(Bakara sûresi, 280)
• Parayi alirken küsurunu bagislamak, borçluyu sikistirmamak
ve para üzerinde titizlik göstermemek mendup olup Resulullah s.a.s.'in
tesvik buyurdugu usuldür.
• Borçlanarak alis-veris etmek caizdir.
Borçlanan Insan için borcunu ödemek farzdir.
Sihhatinde borç edinmis kisi, hastalandiginda borç müddeti
ertelenir. Yine ödeyemezse borcu mirastan ödenir.
Borcundan fazla nisap miktari mala sahip olmayan veya kendisinin baskasinda
mali olupda almasi mümkün olmaman borçluya zekât
vermek borçlu olmayan fakire zekât ver mekten evlâdir.
Tabii borcun mesru' sebepler için alinmis olmasi gerekmektedir.
• Yalniz borçlanan kisi, gayr-i mesru' isler için borçlanmis
da sonradan tevbe edip hak yola dönmüsse, ona da zekât vermek
caizdir.
• Borçlu Insan, bizzat kendisi alacaklinin ayagina giderek,
memnuniyetini açiklamak suretiyle borcunu hakkiyla, tamamen ödemelidir.
Sayet zamanindan evvel ödeme imkani bulursa günü gelsin diye
bekletmeden hemen ödemelidir.Ödeme hususundaki bütün
sartlari yerine getirerek en güzel bir sekilde ödemeye çalismali,
âciz vaziyete düstügünde ilk firsatta borcunu ödemeyi
hatirindan çikarmamalidir. Alacaklinin agir sözlerine karsilik
vermemeli, ona tatlilikla mukabele etmelidir.
• Borçlu ile alacaklinin anlasmazligi halinde diger mü'minlere
yakisan onlarin arasini bulmaya çalismaktir. Borçlu zayif
oldugu için daha çok onun tarafi tutulmalidir. Borçlu
haksizsa o bundan müstesnadir. Resulullah s.a.s.'in «ihtiyaçsiz
kimsenin borcunu ödemeyi geciktirmesi zulümdür,, (Camiu's-sagir)
buyurdugunu da unutmamalidir.